|
 |
|
MENÜ |
|
|
|
|
|
 |
|
SAGOPA KAJMER:ÖZLÜ SÖZLER |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bu dilden firar eden her söz, yaydan çıkmış ok gibi
Sözler bazen bir hazine, bazen dermanzsız bir dert tipi,
Geçmiş dünden bahsetmek lezzetsiz, gelmemiş yarından hep mi şikayetçiyiz biz?
Aklımın ipinin ucuda kaçmış, timsah katreleri boşalsın.
Bir iki damla hiç değersiz...
Hüzün ve kaderin pençesinde bir dev, nam-ı değersiz.
Gece-gündüz ömürden yontar, dünya dönmez yaremsiz.
Bugün ömür yarım gün...
Serbest kalsın fikrim. Senin tozlarını silemez tenimden ellerim.
Varlık ruhu terkeder, gözün gözümden ayrılınca, bendeki aşk altın misali, ağırlığınca...
Sensiz benlik yokluk demek, kalbim sana emekçi.
Aşk denen illet çorak arazide tilki misal kurnaz bekçi.
Başım sarkık, bir mahalsiz.
CÜmle yolumun önüne taş.
Dudaklarını kadehe nikah eden çakır aaaif dertdaş.
Gören der ki;"sel ağzına bina yapmak aptal işi".
Yel eserse kırmaz dişimi, kalp bir körse börmez birşey (bişii)
Saniyeler dakikalarla yapar alışverişi.
Korkarım olamaz gelişi.
Hasret gözümün ışıklarını söndüren alçak misafir.
Afitap sönük bir mum, ayrılık hain bir zehir.
Melek yanında yüzünü saklar, felek yüzüme kaş çatar.
Bir tek bu hüznü senboğarsın !...
İpek tenin derime batsın !...
Rüzgar saçını süpürse mest olur bakışlarım.
Adınla uyanır kulaklarım.
Yüzünle açar göz kapaklarım.
En güzel şiirlerimde kaleme adını sayıklatırım.
Odamın hayaletisin, sessizliğine aşığım
Derdime çare, baytarım yok.
Dengeme destek, tut ki durayım.
Şafak güneşin fermanı, geçer acı-tatlı sayılı zamanın sancısı.
Ama...
Melek bir yandan, şeytan bir yandan.
Başım zindan yokluk var , bu kaçıncı şikayetim bilmem.
Kafamı duvara yasladım omuzların yanımda yok.
Ahbaplar maymun iştah sahibi, benim içim senle tok.
Yok ki gücüm...
Belki devler ülkesinde bücürüm.
Sessizliğinle gelir hüznüm, yokluğunda gömülü ölüyom.
Bu devranın binlerce sevgi müşterisinden biriyim.
Yalnızlığıma küfrederim sensiz halden müştikiyim.
İlelebet de dönmez olsan bil ki yalnız nöbetteyim.
Hatalarıma savaş açtım, her gün farklı kefendeyim.
Hayat günü defter yaprağı, hazan gelir dökülür.
Gelirken ne getirilir ki, giderken o götürülür.
Dertle anlaş deva bul, üzüntü kalbi sömürür.
Yüzüne baktığım her an, cennetten bahçe görülür.
Gülüş neşem değil, gönül bucaklarında harabeler.
Bu hilekar tavurla geçer fena saatler.
Seni içeren masallarım anlatılacak kadar kısa değiller.
Aşk ilinde bir tarafta cüceler, diğer yanda devler..
Romantizma - Romantizma
Çocukluk naftalinle gizli
Hatıralar sarı benizli
Kim kerizdi?
Belki aklım bir denizdi ben boğuldum.
Kim sorumlu?
Gözlerimde hava bulutlu
Yarına sansürü Tanrı koydu
Filmler hep sinemaskoptu
Son yabancım bir maskottu.
Geçmiş her zaman siyah beyaz
Hayatım enstrumental.
Kalendarım duvar süsü
Bulantılarda midem
Çok sebeb ürettim fabrikalarım iflas etti.
Kim samimi? Kim hakiki?...bana cevap verin!...
Özür bir borç gibiydi en zor ödenen hali.
Kalbi hacize verdim oysa borçlu sendin
Bir bahaneden ibaret terkediş.
Bilinen en son halim bir zavallı, yaşıyorum bunu da bil.
Gidiyorum adımı sil, acıyorum yaramı deş!...
Varlığın yoğunla eş ve keşmekeş bu yolda ölüme terk bin leş.
Ve rüzgarımla yüzleş …
Korku içime sorgu tıktı. Satırbaşında kalbim hep kırıktı.
Gözlerimin içine bakamadınız İçiniz hep fesattı.
İçim dışıma çıktı, içimi kemiren her fare için bir kapan yarattım.
Şüpheli paranoyaktım.
Canımı yolda buldum, tuttum kolundan evine soktum.
Yarımı gömdüm, yarımı güneşe döndüm, kedimeydi küfrüm.
Ve dikkat et dilinde hep tükürdüğün.
Sömürdüğün bu ruhta haykırışlar kördüğüm.
Mazeretimdir….
Her suçumda hazretlerimdin yalvarır oldum.
En son halim bi zavallıydı, şimdiki bene beni sorar oldum vallah…
Nezaretimdir…
Karanlıklara bir şiir oldun onca okundun
En son halim bir yabancıydı
Ozan- bedbahtı kalemini kırdı.
Sat-ı müdafa zorunlu
Adalet karaman oyunu
Sonunu bildiğim bu yol önüme serdi bilinmez uçurumu.
Gözlerim krater çukuru
Yine de elimde tek düze kalem yazarım karamsar kompozisyonumu.
Getirin artık sonumu!...
Onuru zedeler alaya vurulan her doğru.
Her geçen dakika aaaabolizma çökerten olgu.
Şıkkı seçti ademoğlu.
Yanlışın gurur bıçaklar, orda o alçaklar yaşamın biberi tuzu.
Huşu içinde yatsın ölü bebeklerim.
Bir buğulu aynanın yörüngesinde, ortalıkta dolaşan bu buğulu yansımalara hipnozum.
Ve uluya anlaşılmaz bir tavırla ‘’yorgunum!…’’ demek neden?
Umutsuzum bugünden
Al ve yerine koy hataları.
Ben her cevaba bir soruyla kafada tuttum.
Bir tiyoyla bir tiyatro kurdum, kendim oynadım ve arenasında bir savaşçı buldum kördü.
Köprü ortadan bölündü sagopa gördü!...
Yokluğun ki; zoraki bir ölümdü. En derin…
Yazarın olsun ellerim.
Aklımın odalarında yangın çıksın beklerim serin.
Ben kimim ki; bilmemekteyim.
Hayat kızgın boğa ben kırmızı pelerin.
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
SAGOPA KAJMER |
|
|
|
|
|
 |
|
DUYURU PANOSU |
|
|
|
|
|
|
SAGOPA KAJMER | | UNDERGROUND | |
|
|
|
|
|
 |
|
SİTE SAĞİBİ |
|
|
|
|
|
 |
|
REKLAM |
|
|
|
|
|
 |
|
SAYAÇ |
|
|
|
Bugün 14 ziyaretçi (20 klik) kişi burdaydı! |